Aile müessesesi bir toplumun nüvesi olma özelliğini taşımaktadır. Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir aile yapısıyla mümkün olacağından, aileyi oluşturan bireylerin de fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı olmaları çok önemlidir. Toplumumuz güçlü aile yapısını günümüzde korumaya devam etmektedir. Ancak gelişen ve değişen toplum yapısı, kentleşme ve göç faktörü, aile yapısını olumsuz yönde etkilemekte, bu olumsuzlukların doğurduğu sorunlar nedeniyle bireyler ve aileler psikolojik ve sosyal destek hizmetlerine ihtiyaç duyabilmektedir. İhtiyaç duyulan bu hizmetlerin verilmesi noktasında, halka en yakın hizmet birimi olan belediyelere büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir.
Yıldırım Belediye Başkanı Sayın İsmail Hakkı Edebali böyle bir ihtiyacı öngörerek çok önemli bir hizmete imza atmış, Bursa’daki ilçe belediyeleri arasında ilk ve tek olan Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğünün kurulmasını sağlamıştır.
Yıldırım Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü kurulduğu günden itibaren birçok başarılı projeyi hayata geçirmiştir. Yıldırım’ın cok fazla göç alan bir ilçe olmasının getirdiği sıkıntıların yanı sıra kadınların ve ailelerin yaşamış oldukları sosyal ve psikolojik sorunlarına çözüm yolları bulmak amacıyla açılan Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’de bunlardan biridir.
Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Filiz Çilingir Hanım’la yapmış olduğum söyleşide, “Merkezde Çocuk Ergen Birimi, Yetişkin Birimi ve Aile Birimlerinin bulunduğunu, bu birimlerde klinik psikolog ve aile danışmanları tarafından farklı farklı sosyal ve psikolojik sorunlara çözüm bulmak amacıyla ücretsiz danışmanlık hizmetinin verildiğini, her yaş grubundan, her konumdan insanın önceden randevu alarak rahatlıkla bu merkeze başvurabileceği bilgisini verdiler. ”
Merkezde danışmanlık hizmeti veren Klinik Psikolog Cihad Kaya ise, verilen hizmetin önemine vurgu yaparak şunları söyledi, “İlk etapta göze küçük görünen depresif durumlar, kaygı bozuklukları, bazı uyumsuzluklar ve stres durumları uzun vadeye yayıldığı zaman ve sürekli hale geldikten sonra kronikleşmeye, daha büyük sorunlara yol açmaya başlıyor. O yüzden insanlar ilk etapta buraya gelirken şunu düşünüyor, hepimizin hayatında böyle ufak tefek sorunlar var, bunun için psikoloğa mı gideceğim, bunun için destek mi alacağım. Ama biz şunu söylüyoruz, bu sorunlar uzun vadeye yayıldığı zaman insan taşıyamaz hale geliyor, ruhsal olarak taşıyamadığı noktada ise beden reaksiyon göstermeye çalışıyor. Diyor ki ben artık yoruldum. Kalp çarpıntılarıyla, uykusuzlukla, geceleri diş gıcırdatmalarıyla, sabah kalktığı zaman eklem ağrılarıyla, mide rahatsızlıklarıyla bunu dışarıya vuruyor. O yüzden bu açıdan baktığımızda etrafımızdaki hemen hemen herkes kıyısından köşesinden bu sorunları yaşıyor.
Bir anlamda bu sorunları gidermek için bizim filtresizce, özgürce konuşabileceğimiz alanlara ihtiyacımız var. Bizim her tarafta rollerimiz var. Anne, baba rolümüz var, patron, çalışan rolümüz var. En azından 45 dakika ya da 1 saatlik bir zaman diliminde bu rollerden sıyrılıp acziyetlerimizi, korkularımızı, bizi zorlayan nedenleri rol kaygısı gütmeden konuşabileceğimiz yerlere ihtiyacımız var.
Özetle diyebilirim ki, herkesin gönül rahatlığıyla bu merkeze müracaat edip tabiri caizse kendini tanıma yolculuğuna çıkması gerekiyor.”
↧
Sağlıklı Aile, Sağlıklı Toplum
↧