5 Aralık’ta, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 81. yıldönümü kutladık. 20 yy’da Osmanlı Devleti zamanında örgütlenmeye başlayan kadınlar, Cumhuriyetin ilanından sonra da sosyal ve siyasal haklarını elde etmek için mücadelelerine devam etmişlerdir. Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesinde, o dönemin kadın hareketi öncülerinden Nezihe Muhiddin ve kadınlar birliği üyelerinin büyük katkısı olmuştur. Nezihe Muhiddin Cumhuriyet tarihinin ilk siyasal partisinin kurucusudur.1923 yılında Kadınlar Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesi verilerek ilk siyasi parti olarak kayda geçilmesi sağlanmış ancak yasal gerekçelerle partinin faaliyetine izin verilmeyince, Kadınlar Halk Fırkası’da, Türk Kadınlar Birliği adı altında dernek olarak faaliyetlerine devam etmiştir.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde ettiği bu anlamlı günde gerçekleştirilen Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları 4. Olağan Kongresi’nde, Kadın Kolları Başkanlığına Lütfiye Selva Çam Hanımefendi seçildi. Bu yeni görevinde kendisini tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Sosyal ve siyasal hayatın önemli bir parçası olan kadın kolları her ne kadar teşkilat içinde yan kuruluş olarak konumlandırılmış olsa da, anne ve eş olmalarının yanı sıra kendilerine verilen görevleri layıkıyla yerine getirerek, teşkilat içinde en etkili ve yoğun çalışan birim olduklarını göstermişlerdir. Her daim büyük bir özveriyle çalışan kadınlar, siyasette gerekli olan liyakat ve donanıma sahip olduklarını kanıtlamışlardır.
Ak Parti kadınlara vermiş olduğu destekle siyasette daha fazla ve etkin rol almalarını sağlamış, bu anlamda siyasi bir farkındalık oluşturmuştur. 12 Eylül 2010 tarihinde kadınlara pozitif ayrımcılık, ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair kanun TBMM’de kabul edilmiş, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ilk defa Ak Parti döneminde TBMM’de kurulmuştur. 2014 yılında başörtülü kadınlara seçilme hakkının verilmesiyle de büyük bir ayrımcılığa son verilmiştir. Bütün bu gelişmeler ne kadar sevindirici olsa da, ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların parlamentoda, yerel yönetimlerde ve partilerin yönetim ve yürütme kademelerinde, temsil ve karar noktasında istenilen seviyeye ulaşamaması demokratik sistemin sağlıklı işlemesini engelleyen sıkıntılara neden olmaktadır. Özellikle yerel yönetimlerde alınan kararlar ve verilen hizmetler doğrudan kadınların gündelik hayatlarını etkilemektedir. Belediye meclislerinde kadın sayısının artması ve karar alma mekanizmalarında kadınların daha fazla görev almaları kadın dostu belediye olma yolunda büyük kazanımlar sağlayacak, alınan kararların ve verilen hizmetlerin kadın erkek fırsat eşitliği gözetilerek hayata geçirilebilmesinde etkili olacaktır.
Siyasette kadına desteğin sözde kalmaması ve hak ettikleri değerin verilmesi temennisiyle, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle yazımı sonlandırmak istiyorum “kadınsız bir siyaset, kadınsız bir demokrasi sadece kadınlar için değil bütün toplum için bir eksikliktir”.
↧
Toplum İçin En Büyük Eksiklik Kadınsız Siyaset
↧